CHP Sözcüsü Faik Öztrak, bugün CHP Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenledi. Gündeme ait açıklamalarda bulunan Öztrak, 28 Mayıs’ta yapılacak olan 13. Cumhurbaşkanı seçiminin ikinci tipinde oy kullanma davetinde bulunarak “Bu seçimde ‘korktum’ yok, ‘kırıldım’ yok, ‘küstüm’ yok. Biz önce seçimi alacağız. Varsa kırgınlıkları, küskünlükleri ve öteki her şeyi sonra konuşacağız” dedi.
AKP’nin iktisat siyasetlerini eleştiren Öztrak, “Erdoğan şahsım hükümeti, ülkeyi çok makûs yönetti. Paramızı pul etti. Milletimizi hayat pahalılığına ezdirdi. Bu şartlarda, gençlerimiz nasıl evlenebileceğini, nasıl yeni bir hayat kuracağını kara kara düşünüyor. Karı koca çalışan genç bir çiftin bir mesken, bir otomobil alması artık hayal oldu. Gençlerimiz evlenmeyi, bir mesken, bir otomobil almayı geçtik, düzgününden bir telefon almayı bile sıkıntı hayal eder oldu. İş başındaki hükümet milleti unuttu, gençlerin halini görmüyor. Seslerini duymuyor” diye konuştu.
SURİYELİ AÇIKLAMASI: DEMOGRAFİK YAPIMIZ TEHDİT ALTINDA
“Bugün bu ülkede sığınmacılar yalnızca ekonomik istikrarları değil, toplumsal istikrarları de çatırdıyor” diyen Öztrak konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Ülkemizin toplumsal, kültürel, ekonomik alt yapısı giderek çölleşiyor. Demografik yapımız tehdit altında. Bir hafta sonra sandıkta, bizim evlatlarımızı kovup, sığınmacıları ülkeye dolduran, ülkemizi uçurumun kenarına getiren bu zihniyeti oylayacağız. Seçim hiç karışık olmayacak. ‘Bu ülkenin çocukları gitsin, sığınmacılar katar katar ülkemize gelmeye devam etsin’ diyecek olan varsa oyunu pusulanın saray tarafına basacak. ‘Bu ülkenin namusu olan sonları hak ettiği biçimde korunsun, süreksiz muhafaza kapsamındaki Suriyeliler en kısa müddette konutuna dönsün’ diyenler ise, mührü pusulanın aydınlık tarafına, Kemal Kılıçdaroğlu’nun olduğu tarafa basacak.
‘EKONOMİYİ, 70 MODEL TOROS’A ÇEVİRDİLER’
Saray ‘faiz nas’ diye diye, milletin parasını lobilere peşkeş çekti. Dedikleri ne varsa hepsi palavra çıktı. Millete söyleyecekleri kelam kalmadı. Paramız pul oldu. Dış Ticaret açığı, döviz açığı rekor üstüne rekor kırdı. Millet bankalardan istediği kadar döviz alamaz oldu. Beşerler döviz hesabındaki parayı çekmek için bile sıraya ismini yazdırmak zorunda. Merkez Bankası’nın tekerli demir otomobilleri Kapalıçarşı’da dolar avına çıktı. İktisadın ayarıyla o denli bir oynadılar ki 70 model Toros’a çevirdiler. Her yerinden farklı ses geliyor. Türk lirasının bedeli, döviz büfesinde diğer, Merkez Bankası’nda öbür, bankaya gidiyorsun bambaşka…
‘ERDOĞAN, ATATÜRK’ÜN PARTİSİNE KENDİ KANALLARINDA 24 SAAT TERÖR KARASI SÜRMEYE ÇALIŞIYOR’
Sadece döviz kurlarında değil. Ankara’da birebir mahallede; Bir berbere gidiyorsunuz, saç tıraşı 100 lira, öteki berbere gidiyorsunuz, saç tıraşı 200 lira. Bir kilo pirinç, bir kalıp peynir, bir markette diğer fiyat, öbüründe diğer fiyat, internette değişik fiyat. Millet ne yapacağını nereye gideceğini şaşırdı. Bunlar beceriksizlikte her seferinde çıtayı bir düzey üste çekiyor. Ellerinde piyasaya salıp, ortalığı bir müddet olsun sakinleştirecek dövizler tükendikçe zihni hudut projeler üretiyorlar. Seçimden çabucak sonra, dövize gitmesin diye kredilere hudut getirmeye kalktılar. Kredi kartlarından nakit çekimleri, kuyum harcamalarını baskılamak için bankacılık sistemine müdahale ettiler lakin artık iktisat yama tutmadığı için, millet, bankalardan kredi alamadı, kredi kartından nakit çekemedi. AK Parti’nin bildik çığırtkanları, komplo momplo diye zırlamaya başladı. Birkaç gün sonra Merkez Bankası geri adım atmak zorunda kaldı. Size saldıran falan yok. Siz kendinizi ayağınızdan vurdunuz. Bu idare devam ederse ne yapmak niyetinde olduğunuzu, milletimizin bankalardan dövizini almak için, parasını çekmek için, kuyrukta beklemek zorunda kalacağını hepimize gösterdiniz. Bu hoş ülke neden bu hale düştü? Maharetsiz, liyakatsiz, metal yorgunu, ne yaptıklarından haberi olmayan takımlar ve milleti bile isteye ateşe atan, sarayın kibirlisi ve onun tek adamlık hevesi yüzünden. Pahalılık enkazının altında kalan milletimize; Yüzde 45 enflasyonu,20 liraya dayanan doları, kilosu 350 lirayı geçen kıymayı, yatağa aç giren çocukları anlatamayan Erdoğan, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisine kendi kanallarında 24 saat terör karası sürmeye çalışıyor.
‘SÖZDE MİLLİYETÇİLER, CHP STANDINDAKİ TÜRK BAYRAĞINI YERLERE ATTILAR’
Elindeki yaygara makineleri, millete sabah akşam bu palavraları anlatıyor. Uydurma sinema çekiyor, sahtekarlık yapıyor. Lakin millete bu türlü sınırsızca palavra söylemenin toplumu böylesine hoyratça germenin bir bedeli var. Sonunda Kütahya’da, pazar yerinde Cumhurbaşkanlığı seçimi için çalışan partililerimiz, orada galeyana getirilen beşerler tarafından darp edildi. Buradan hepsine geçmiş olsun diyoruz. 71 yaşındaki parti işçimiz Naciye Hanım’a saldıran bu kelamda milliyetçiler, CHP standındaki Türk bayrağını yerlere attılar. Bizim partililerimiz Şerife Bacılardır, Halide Onbaşılardır, Halime Çavuşlar, Gördesli Makbulelerdir. İpten boşanmışlara pabuç bırakmaz fakat siz keser dönüp sap dönüp, 28 Mayıs’ta devran döndüğünde, bu milletin içine soktuğunuz nifakın hesabını veremezsiniz.
‘MEVCUT HÜKÜMETİN BAŞI; VATANDAŞTAN VİZEYİ ALAMADI’
Türkiye’nin önündeki, bu en değerli seçimin ikinci çeşidine artık yalnızca sayılı günler kaldı. Milletimiz birinci çeşitte adaylardan hiçbirine vize vermedi. Mevcut hükümetin başı; Vatandaştan vizeyi alamadı, partisi de evvelki seçime nazaran 30 milletvekili kaybetti. Büyük değişimler her vakit bir anda olmuyor. Büyük zaferler kolay kazanılmıyor. Vatandaşımız bu iş ikinci çeşitte biter dedi. Başımızın üstünedir. Artık ikinci cins için yesyeni bir sayfa açıyoruz. Alanda iki aday kaldı. Sandığa atacağın pusulanın bir tarafında, sarayında evlatlarıyla keyifli mesut manda yoğurduna kaşık sallayıp yatarken, bu hoş ülkenin gençlerinin umutlarını bitiren, yerinden yurdundan eden, analarını babalarını tasaya boğan, üstüne bir de onları kovanlar var. Dünyanın en verimli topraklarında, bu en ahlaklı, en çalışkan insanları, çalışsa da çalışmasa da açlığa mahkûm eden, ‘Allah affetsin’ deyip kul hakkı yiyen, Harun olacağım deyip Karun olan, bir de bunlar konuşulmasın diye, istibdada başvuran, birbirine düşürmeye kalkanlar var.
‘TERÖR ÖRGÜTLERİNE SIRTINI YASLAYANLAR VAR’
FETÖ’yle paydaşlık yapan, seçim kazanmak için bölücü terör örgütüyle kol kola giren, SADAT’a, domuz bağcılara, Gaffar Okkan’ı şehit eden terör örgütlerine sırtını yaslayanlar var. Trump ‘aptal olma’ diye mektup yazdığında sesini çıkaramayan, o mektubu yüzüne çarpamayan korkaklar var. Trump artık o mektubu lokantasının duvarına asmış bu ülkeye bu utancı da yaşattınız ya size yazıklar olsun. Pusulanın öteki tarafında ise çiftçiye, işçiye, millete Cumhuriyet’in verdiği kıymeti veren, hakka, hukuka, adalete sahip çıkan, beytülmali gözünden sakınan, ‘senlik, benlik yoktur bizde, hepimiz birer damlayız birebir denizde’ diyen, zalimden değil mazlumdan yana olan, çalandan değil çalışandan yana olan, ezenden değil ezilenden yana olan, birleştirip, kucaklayan, deneyimli, dinamik takımlarıyla, aziz milletimizi evvel feraha, sonra refaha kavuşturacak, Kemal Kılıçdaroğlu var. Sandığa yalnızca bir hafta kaldı.
SANDIK VE OY KULLANMA ÇAĞRISI
Geleceğini tıpkı bir asır evvel olduğu üzere kendi azim ve kararlılığıyla kurtaracak. Biz milletimize bugün, birebir ulusal çabada olduğu üzere, ‘kalk uyan, yoksa gerisi hicran’ diyoruz. Bu seçimde ‘korktum’ yok, ‘kırıldım’ yok, ‘küstüm’ yok. Biz önce seçimi alacağız. Varsa kırgınlıkları, küskünlükleri ve öbür her şeyi sonra konuşacağız. O yüzden artık, ‘Türkiye İçin Karar Ver!’ ‘Bin bir emekle okuttuğum, yemeyip yedirdiğim, giymeyip giydirdiğim evladım, bu ülkenin en parlak gençleri öteki ülkelere gitmesin’ diyorsan, karar ver. ‘Pahalılığın altında ezilmek yazgı değil’ diyorsan, yarın bir gün döviz kuyruklarında beklemek istemiyorsan karar ver. ‘Türkiye tekrar dünyada parlayan yıldız olsun’ diyorsan karar ver. Sen kararını ver, 28 Mayıs’ta Türkiye’nin 13’üncü Cumhurbaşkanı, Kemal Kılıçdaroğlu olsun. Bugünkü yorgun, iş bilmez, takımlar gitsin, yeni bir heyecan gelsin, hoş ülkemiz yine ayağa kalksın.” (HABER MERKEZİ)