MHP’li vekillerin şikayeti sonucu eski CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu‘na ‘Suç ve hatalıyı zincirleme biçimde övme’ davası açıldı. Mahkemenin kabul ettiği iddianamede 3.5 yıla kadar mahpus ve ‘siyasi yasak’ istendi.
Eski CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu hakkında farklı devirlerde yaptığı çeşitli açıklamalar münasebet gösterilerek yeni dava açıldı. ‘Suç ve hatalıyı zincirleme biçimde övme’kle suçlanan Kılıçdaroğlu için 2,5 yıldan 3,5 yıla kadar mahpus ve TCK 53 kapsamında ‘siyasi yasak’ istendi. İddianame ağır ceza mahkemesi tarafından kabul edildi.
Gerçek Gündem’den Seyhan Avşar’ın haberine göre; Kılıçdaroğlu hakkındaki soruşturma, adı Sinan Ateş cinayetinde sık sık geçen MHP Genel Lider yardımcıları İzzet Ulvi Yönter, Feti Yıldız ve İsmail Faruk Aksu’nun Şubat 2022’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na verdiği dilekçeyle başladı. O tarihlerde dokunulmazlığı bulunan Kılıçdaroğlu hakkındaki şikayet, milletvekilliği biter bitmez sürece konuldu.
Suçlamalar ne?
İddianamede Kılıçdaroğlu’na yönelik çok sayıda suçlama yöneltildi. Kılıçdaroğlu’nun 2014 yılında İstanbul Üniversitesi Memleketler arası Bağlantılar Kulübünde yaptığı söyleşi, 2015 yılında katıldığı televizyon programları ve toplantılardaki demeçleri suçlama konusu yapıldı.
Demirtaş açıklamaları ‘delil’ oldu
Kılıçdaroğlu’nun 25 Eylül 2019’da Moda Deniz Kulübü’nde gazetecilerle bir ortaya geldiği toplantı da iddianamede suçlama konusu oldu.
Toplantıda eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğunu eleştiren Kılıçdaroğlu’nun “Gayet hoş, yargının bağımsız olmadığını söylüyorum. Kendisi beyefendi hâkim yerine geçiyor, ‘bunları bırakamayız’ diyor. Sen misin hâkim, kürsüde oturan kişi mi hâkim? Hâkime diyor ki, bu türlü karar ver, bak bırakmayacaksın diyor. Hâkim de biliyor ki, bırakırsa başına hangi felaketler gelecek. Yargıçta de vicdan kiraya verildiği için olur diyor; tutuklayalım, beyefendi bu türlü istedi, uzun mühlet mahpusta tutalım diyorlar” sözleri de iddianameye girdi.
Eski CHP başkanının 20 Haziran 2019’da verdiği söyleşide, Demirtaş’ın mahkemede salonunda söylediği, ‘Ben Kürdistan dediğim için yargılanıyorum, sayın Binali Yıldırım’ın da benim yanımda olması gerekirdi’ kelamlarına ait değerlendirmeleri de iddianamede suçlama konusu yapıldı. Kılıçdaroğlu o söyleşide, “Demirtaş haklı. Kürt kökenli ya da Kürt vatandaşlarımızın Ekrem Bey’e ilgi göstermesi onların güzeline gitmiyor. Diyarbakır’a gidip ‘Kürdistan’ sözcüğünü kullanıyorlar ama Selahattin Bey tıpkı sözcüğü kullandığı için mahpusa atıyorlar. Bu aklın, mantığın alacağı bir şey mi?“ tabirlerini kullanmıştı.
Çözüm sürecindeki konuşmalar da kanıt oldu
Kemal Kılıçdaroğlu’nun Mart 2019’da Habertürk TV’de, Eylül 2017’de Fox TV’de, 2019’da İş Dünyası Konfederasyonu toplantısında ve çok sayıda mitingde yaptığı konuşmalar da iddianamede yer aldı. Kılıçdaroğlu’nun barış sürecinde yaptığı konuşmalarda da “suç ve hatalıyı övdüğü” argüman edildi.
‘FETÖ’cüleri bildirmedin’
İddianamenin en dikkat çeken ayrıntısı ise MHP’lilerin Kılıçdaroğlu’na yönelttikleri “suçluyu kayırma” suçlaması. Kabahat duyurusunda Kılıçdaroğlu’nun, “Özel bir evrak hazırladım” dediği ve ByLockçu milletvekilleri listelerini bugüne kadar savcılıklara teslim etmediği belirtildi.
Kılıçdaroğlu’nun, “FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacağım” demesine karşın açıklamadığı belirtilen şikayette, Kılıçdaroğlu’nun kamu görevlisinin cürmü bildirmemesi nedeniyle hatalıyı kayırma ve kabahat kanıtlarını karartma hatasını işlediği öne sürüldü.